.jpg)
İstanbul'da Sıcak Hava Su Tüketimini Patlattı!
Rekor sıcaklıkların yaşandığı günün ardından İSKİ verileri endişe verici tabloyu ortaya koydu.
Sadece 24 saatte tam 3 milyon 639 bin metreküp su tüketildi.
Bu miktar, yaklaşık 191 bin 500 damacana suya eşdeğer!
Giderek ısınan hava, artan bireysel su tüketimi ve kuraklık riskiyle birlikte su kaynaklarımız üzerindeki baskıyı artırıyor.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da termometreler adeta çıldırdı. Florya’da ölçülen 36,3 dereceyle 55 yılın sıcaklık rekoru kırıldı. Bu sıcaklık dalgası sadece terimizi değil, musluklarımızı da zorluyor.
İSKİ’nin açıkladığına göre, İstanbul'da sadece bir günde tam 3 milyon 639 bin metreküp su tüketildi. Dilerseniz bunu daha anlamlı bir rakama çevirelim: Yaklaşık 191 bin 500 damacana su. Dile kolay…
Barajlar Alarm Veriyor
Belki sabah duş alırken ya da balkonları yıkarken aklımıza gelmiyor ama İstanbul’un barajları her geçen gün biraz daha boşalıyor. Son verilere göre barajların ortalama doluluk oranı %62,5’e kadar düştü. Elmalı Barajı nispeten şanslı gibi görünse de, Istrancalar’da doluluk %26,95’e kadar gerilemiş durumda.
Bir yandan rekor sıcaklıklar, diğer yandan buharlaşma, ama en önemlisi bilinçsiz kullanım. Tüm bunlar suyumuzu hiç fark etmeden, hızla tüketiyor.
Küresel Isınma, Yerel Kriz
Yalnızca İstanbul değil, dünya yanıyor. ABD’de sıcaklık 37 dereceyi geçti, Japonya 1898’den bu yana en sıcak haziranı yaşadı, Pakistan’da 50 dereceyi gördü. Avrupa’da okul tatilleri, nükleer santral duruşları, hatta Paris’te Eyfel Kulesi’nin bile kapandığı günler oldu.
İklim krizi artık uzaktaki bir tehdit değil. Kapımızda değil, salonumuzun ortasında. Ve su, bu krizin en somut, en sessiz habercisi.
Kendimize sormamız gereken bir soru var: Bu kadar suyu ne yapıyoruz?
Yalnızca içme suyu olarak değil; araç yıkamada, bahçe sulamada, serinlemek için fıskiyelerde, hatta bazen sokakları yıkarken litrelerce temiz içme suyunu harcıyoruz. Şehirdeki park ve bahçelerin büyük kısmı hâlâ içme suyu ile sulanıyor. Oysa bu alanlar gri suyla, yani arıtılmış atık suyla sulanabilir.
Ve evet, İstanbul’da her gün yaklaşık 30 milyon metreküp su, sırf yeşil alan sulamaya gidiyor. Oysa akılcı planlamayla bu miktar %80 oranında azaltılabilir.
Sessiz Afet: Kuraklık
Kuraklık bir anda gelen sel gibi görünmez. O bir sessiz afettir. Yavaş yavaş toprağı kurutur, barajları boşaltır, çiftçinin tarlasını verimsizleştirir, soframıza gelen yiyeceğin fiyatını katlar.
Bu yıl yaşanan düşük yağış miktarları, 2025 yazının sadece sıcak değil, susuz da geçeceğinin işareti. Ve bu sadece başlangıç olabilir. Çünkü Türkiye, 2040 itibariyle kuraklık riski en yüksek ikinci ülke olabilir.
Artık bilinçli bireyler, aileler, kurumlar ve yöneticiler olmak zorundayız.
Evde suyu boşa akıtma.
Bahçeyi gün ortasında değil, sabah erken ya da akşam serinliğinde sulayın.
Araç yıkama sıklığını azalt.Yerel yöneticiler gri su altyapısını kurmalı.
İSKİ, günlük tüketimi canlı olarak şeffaf şekilde paylaşmalı.
Medya, “kuraklık modunu” manşetlere taşımalı.
İstanbul’un sıcaklık rekoru kırdığı bir günde, 3 milyon 639 bin metreküp su harcamamız sadece bir istatistik değil. Bu, geleceğimize dair bir sinyal. Her damla, yaşamakla yaşamamak arasındaki o çizgide bizim kararımız olabilir.
Unutma:
Bir gün musluklardan su akmadığında, ne ısıtıcılar çalışacak, ne çamaşır makineleri, ne de yemekler pişecek.
Su yoksa hayat da yok.
Bugün tasarruf et, yarını koru.
Bugün bilinçlen, yarın çocuğun susuz kalmasın.
Yarın sabah musluğu açtığında… Bir an dur. O suyun, belki de artık garantili olmadığını düşün.
Bu sadece bir uyarı değil, bir alarm!
Her damla önemli. Bugün tasarruf et, yarını koru.
Bu bir korku senaryosu değil. Bu bir farkındalık çağrısı.
Nurten Sırma
Gıda Denetim Uzmanı - Gıda Mühendisi
nurtensirma@gidavegelecek.com
#İSKİ #su #İstanbul #iklimkrizi #suvarlıkıtnayok #haberet #gündem #sudakıt
#suvarlıkıtnayok #iklimkrizi #İstanbul #İSKİ #kuraklık #damlabirhayat #sudakıt