"Geri Dönen Ürünler Vatandaşın Sofrasına Gelmiyor"
Tarımda Gıda Güvenliği ve İhracatın Gerçekleri Gündemde
Gıda güvenliği, son günlerde kamuoyunda geniş yer bulan ve merak edilen konular arasında öne çıkarken, Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Dr. Ersin Dilber, dijital bir yayın platformunda soruları yanıtladı. Özellikle Avrupa Birliği’nin Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) üzerinden yapılan bildirimler nedeniyle kamuoyunda oluşan dezenformasyona dikkat çeken Dilber, Türkiye'nin ihracatında geri dönen ürünlerin oranının son derece düşük olduğunu vurguladı.
“1000 Kamyondan Sadece Biri Geri Dönüyor”
Türkiye’nin 2023 yılında 4.6 milyon ton taze meyve ve sebze ihracatı gerçekleştirdiğini belirten Dr. Dilber, bu ürünlerin yalnızca 6 bin tonunun çeşitli nedenlerle geri döndüğünü açıkladı. “Bu da yaklaşık 1000 kamyondan sadece birinin geri dönmesi demek,” diyen Dilber, kamuoyunda abartılı yorumlara sebep olan bildirimlerin çoğunun insan sağlığı ile ilgili olmayan teknik detaylardan kaynaklandığını ifade etti.
Geri dönen bazı ürünlerde “karantina zararlısı” gibi bitkilere zarar veren ancak insan sağlığına tehdit oluşturmayan unsurların tespit edildiğini belirten Dilber, “Bir mandalinada bir adet böcek bulunması nedeniyle geri gönderilen ürünler haberleştirilip ‘Bu ürünü biz mi yiyeceğiz?’ diye halk arasında panik yaratılıyor. Oysa bu ürünler iç piyasaya girmiyor,” dedi.
Pestisit Kullanımı Zorunlu, Ancak Denetim Altında
Programda pestisit kullanımı ve tüketici endişeleri de ele alındı. Pestisitlerin tarımda zararlı organizmalarla mücadelede önemli bir araç olduğunu belirten Dilber, “Eğer bu kimyasalları hiç kullanmazsak, tarlada %30, hasat sonrası ise %15’e varan kayıplarla karşılaşırız,” dedi. Dünya genelinde 800 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini hatırlatan Dilber, “Bu kadar büyük kayıpları göze alamayız,” ifadelerini kullandı.
Türkiye'de ruhsatlı yaklaşık 350 aktif pestisit maddesi bulunduğunu ve 2009’dan bu yana 223 maddenin yasaklandığını söyleyen Dilber, Avrupa Birliği ile uyum süreci kapsamında insan ve çevre sağlığı dikkate alınarak düzenlemeler yapıldığını vurguladı.
“Pestisit Su Gibi: Dozu Zehirdir”
Dilber, kamuoyundaki "pestisit eşittir zehir" algısının da yanlış olduğunu ifade ederek, “Suyun bile fazlası zehirdir. Pestisitler doğru dozda, doğru zamanda ve doğru üründe kullanıldığında insan sağlığına zarar vermez. Kaldı ki bu ürünler ruhsatlandırma süreçlerinden geçmektedir,” dedi.
Yeni Zararlılar Yolda: İklim Değişikliği Etkisi
Son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’deki zararlı organizma sayısının %122 oranında arttığına dikkat çeken Dilber, “Karadeniz’de kahverengi kokarca, İç Anadolu’da fare istilası, Akdeniz’de meyve sineği gibi örnekler çoğalıyor. Bunlarla mücadelede pestisit kullanımı hâlâ en etkili araç,” dedi.
Halkı Korkutmak Değil, Bilgilendirmek Gerek
Dr. Dilber, bilgi kirliliğinin hem üreticiyi hem tüketiciyi mağdur ettiğini belirterek, “Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi şart. Geri dönen ürünler iç piyasaya sunulmuyor, üreticilerimizin emeği de haksız şekilde karalanmamalı,” ifadelerini kullandı.